LAGOM

ÇOCUK İSTİSMARI              Merhabalar,  Uzun aralıklarla geliyorum bu online düşünce defterime ama gelince de yazmaya devam ediyorum. Bugün burada yazmak istediğim düşünce son aylarda haberlerde maalesef çok sık okuduğumuz ,gerçekten herkes mi kötü ,kimseye güvenilmez mi, evde çocuğumu ben kime güvenip bırakırım gibi  duygusal olarak bize cevap veremediğimiz sorularla savaş açan çocuk istismarı konusu hakkında. Bu iki kelime o kadar can yakıcı ve akıl almaz bir durumdaki kimse engel olamıyor, biz suçlu olanları göremiyoruz. Görmemiz , konuşmamız, birilerinin mağdur olmuş ya da olan kişilere inanması için illa birilerinin cansız bedeni somut şekilde karşımıza koyulmalı gibi yorumluyoruz. Aile denen kavramın oluşum aşamasında anne -baba olmak için ne kadar sağlıklı bir birey olduğunuz ,bir bireyi iyi  yetiştirme, ihtiyaçlarını anlama ve giderme konusunda yetkinlik alınmıyor ve anne-baba olmayı hak etmeyen kişiler ebeveyn oluyor. Doğan çocuklar bizim malımız değil sadece bir bireydir. S

                 GÖRÜNMEYEN SINIR  Bunu ne kadar insan yaşıyor bilmiyorum aklımda ,kalbimde o kadar fikir ve gerçekleştirmeye yakın olduğum olaylar varken sıklıkla üzerimde örtülü bir toprak var, yapacaklarımla aramda bir sınır var . Bir sabah uyanıyorum her şey kolay ve bunların tümüne gücüm var bir sabah uyanıyorum bunları boş geçelim o güne enerjim yok sanki. Eskiden vaktim gerçekten yokken kendimi sıkıştırıp yine de işlerimi çeşitlendiriyorken şimdi zaman bulduğum anları birkaç etkinlik dışında geçiremiyorum. Pandemi mi, yeni yaşam yerime adapte olma süreci mi ya da yoksa bunların hepsi bir bahane mi  bilmezken kendimi eleştirmem gerektiğini anladım. Bu yazıyı yazıyorum çünkü eleştiriyorsam düzeltmem de gerekli bu durumu değil mi ?Belki bu yazıyı okuyan bir kişi bana hatırlatır arada veya bu yazıyı her gördüğümde kendim bunu hatırlarım ve ee hadi neler yaptın bakalım  derim. Eğer bu sınırı aradan yok edersem güzel işler sizlerle olacak . Evet bu sınır kalkmalı. Sizde de böyle şeyle

       8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR                      GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN Merhabalar ,umarım huzurlu bir gününüzdür ve keyif alarak okumalarınızı yapıyorsunuzdur. Bu hafta emekçi kadınlarımızın gününü kutluyoruz evet ama sadece içi boşaltılmış mesajları ya da cümleyi geçiştirecek şekilde kutlamak değil amacım. Bunun her önemli konu gibi anlaşılmasını sağlamak istiyorum. Diyebiliriz ki; 8 Mart   1857  tarihinde  ABD 'nin  New York  kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak  polisin  işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.  Ve bu tarihi olay öneri sunularak 8 Mart özel olarak anılmaya ,kutlanmaya başlandı.  Eğer kadınlar gününü kutlamak istiyorsanız; kadının  meslek seçme hakkına,  eş seçme hakkına,  istediği zaman

    KÜÇÜK LEZZETLER KEYİF VERİYOR     Merhabalar, nasılsınız? Umarım sağlıklı ve huzurlusunuzdur. Bugün bu düşünce kitaplığıma farkl ı bir içerikle geldim. Sizlere küçük tarifler vereceğim ,öyle büyük şeyler değil tabi ki ama beni mutlu eden ve zamanı gelince ahh harika dedirten şeyler. Bu aralar mutfakta geçiriyorum zamanımı ,iyileştiriyor severek yapınca. O zaman buyurun umarım işinize yarar belki mutfağınızda yer bulurum:) Bayat ekmekler evinizde mutlaka oluyorsa ya da canınız ekmek tüketmek istemiyorsa ekmekleri küp küp doğruyoruz sonra fırın tepsisine koyup üzerine  biraz zeytinyağı ve kekik gezdirip iyice karıştırıp önceden 180 derecede  ısınmış fırına7-8 dakika veriyoruz ve ortaya çıkan çıtır ekmekleri soğuyunca kavanoza alıp dilediğinizde çorbanızda kullanabiliyorsunuz. İsraf etmemek size de eminim iyi gelecektir. Pazara ,markete çıktınız aldınız ya da köyünüzden mis gibi kokan taze limon geldi ve bunu hemen kullanma durumunuz yoksa birazını sıkıp şişeleyebilir kullanabilirsini

          KENDİMİ KORUYABİLİR MİYİM?                        ' Kendimi koruyabilir miyim ? '  bu soru aslında sosyal medyada gördüğüm bir haber kaynaklı  sonrasında da ne yaparsam tehlike denen şeylerden kaçınırım ki diye kendime sorduğum bir soru oldu. Öncelikle bu tehlike durumlarını belirlemek asıl iş sanırım zira çoğu insan tehlikeli durumları fark  etmediğinden kaynaklı zarar görebiliyor. Kişiden kişiye de değişen durumlar tabii. Benim için aslında şöyle sıralanan şeyler olabilir; Cinsel ve sözel taciz Sosyal medya ve hesaplar üzerinden gelen siber zorbalıklar Mahalle baskısı, mobbing gibi tüm baskı başlıkları                 Bu listeye daha çok şey eklenebilir  ama üst başlıklar bunlar benim için. Öncelikle kendimi koruyabilmem için önce kendimden emin olmalıyım, yani kendimden şüphe duymadan  kendi vücudumun ,zihnimin tüm oluşumlarını sevip sarmalıyım .Öyle olmasam nasıl benimserim ,anlatırım, korurum değil mi ? Kendi vücudum ve zihnimden eminsem eğer tamamen olmasa da bi

                YENİ HAYATTAN KESİTLER Merhabalar ! Bu sözle girmeyeli bir şeyler anlatmayalı çok oldu. Bu süreçte yeni bir çalışma yerim ,yeni öğrencilerim, yeni bir ev, yeni insanlar  oldu hayatıma giren. Alışmak, tanımak ,yerleşmek, orayı güzelleştirmek yeni olan şeyleri tanıyıp tanınayım  diye uzun bir süre yoktum. Uzun süre yoktum ama değişmeyen olaylardan biri de hala bir salgın sürecimizin olması. Ama artık umutluyum çünkü yine bilim tüm insanlığa umut  ve çare olmaya devam ediyor. Bu sessizlik dönemim aynı zamanda yazamadığım bir dönem de oldu. Tekrar burayla yazıya dönmek beni heyecanlandırıyor. Okuyan olur ya da olmaz. Sadece bıraktığım izlerim bunlar. Yarın  merak edip beni sorsalar kim bu diye girip baksalar satırlarımla tanısın insanlar, düşüncelerim ölmesin öyle sessiz sedasız , üzülürüm. Uzaktan yürüttüğüm öğrencilerle eğitim hayatımın yanında gönüllü olarak eğitimcilerimizle ihtiyaç duyan kişilere de yardım etmek için bir adım attım. Çok destek oldu ,mesajlar geldi ,teş